Ocak-Haziran 2023, emtia piyasası için sert dalgalanmaların yaşandığı ve özellikle negatif seyrin öne çıktığı bir dönem oldu.
Çin’in Covid-19 tedbirlerini kaldırmasının ardından kontrolsüz şekilde artan vaka sayıları emtia piyasasında risk algısını yükseltirken, Fed yetkililerinin sözle yönlendirmeleri ve resesyon endişeleri de yılın ilk yarısında emtia piyasası üzerinde baskı kuran önemli unsurlar arasında yer aldı.
Merkez bankalarının “şahin” söylemleriyle emtia piyasasında aşağı yönlü bir seyir izlendi. Dünyanın önde gelen merkez bankalarının, “şahin” politikalarını beklenenden daha uzun süre uygulayabileceği endişelerinin etkileri yılın ilk yarısında hissedildi.
ABD’deki borç limiti krizi, dünyanın önde gelen merkez bankalarına ilişkin belirsizlikler ve resesyon endişeleriyle ilk yarıda emtia piyasasındaki satış baskısının önüne geçilemedi.
ABD’de devam eden güçlü ekonomik aktivitenin dolara olan talebi artırması ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımlarını sürdürebileceğine yönelik öngörüler de emtia piyasasını olumsuz etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı.
“Küresel ekonomik aktiviteye yönelik risk algısı ve endişeleri ortaya koyuyor”
Analistler, emtia piyasasındaki sert düşüşlerin küresel ekonomik aktiviteye yönelik risk algısı ve endişeleri ortaya koyduğunu söyledi.
Çin ekonomisine ilişkin endişelerin devam etmesi emtia talebini olumsuz etkilerken, enflasyon ve resesyon ikilemi de emtia piyasasında dalgalanmalara neden oldu.
Fed, politika faizini yüzde 5,00-5,25 seviyesinde bıraktı. Fed, 10 toplantıdır aralıksız devam eden faiz artışlarına ara verdi.
Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrası yaptığı sözle yönlendirmede, neredeyse tüm Fed yetkililerinin, enflasyonu zamanla yüzde 2’ye düşürmek için bu yıl bazı ek faiz artışlarının uygun olacağını düşündüğünü ifade etti.
Powell, ABD Kongresi’ndeki sunumunda da Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) genel olarak faiz oranlarını bu yıl yeniden ve belki 2 kez daha artırmanın uygun olacağı görüşünde olduğunu belirtmişti.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), son olarak 3 temel politika faizini 25 baz puan artırdı. Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında faiz oranlarını art arda 8. kez yükselten ECB, faiz artırımlarına gelecek dönemde de devam edeceğinin sinyalini verdi.
Değerli metallerdeki sert düşüşlere karşın altın yükseldi
Yılın ilk yarısında değerli metallerdeki sert düşüşlere karşın altında pozitif bir seyir izlendi. Bu dönemde altın yüzde 5,3 değer kazanırken, gümüş yüzde 4,8, paladyum yüzde 31,4 ve platin yüzde 15,5 değer kaybetti.
Küresel ekonominin 2023’te yavaşlayacağına dair açıklamalar “güvenli liman” olan altına talebi artırdı. Küresel çaptaki resesyon riski ve para politikalarının seyrine ilişkin endişeler ve belirsizlikler de altın fiyatlarını destekledi. Çin Merkez Bankası’nın altın rezervlerini artırmaya devam ettiğine yönelik haberler altın fiyatlarını olumlu etkilerken, SVB ve Signature Bank’ın iflasının ardından yatırımcılar güvenli liman altına yöneldi.
Euro Bölgesi’nde inşaat üretiminde görülen düşüşler gümüş talebini olumsuz etkiledi.
Paladyum, resesyon endişelerinden en çok etkilenen emtia araçları arasında yer aldı. Küresel çapta arz fazlası olacağına yönelik endişeler paladyum fiyatının gerilemesine neden olurken, küresel otomotiv sektörüne ilişkin endişelerin hala devam etmesi paladyumda talep endişelerini tetikledi. Analistler, elektrikli araçlara artan talebin de paladyum piyasasını olumsuz etkilediğini ifade etti.
Baz metallerde de yılın ilk yarısında sert satışlar oldu. Bu dönemde tezgah üstü piyasada bakır yüzde 1,3, kurşun yüzde 9,4, alüminyum yüzde 18,5, nikel yüzde 33,4 ve çinko yüzde 22,3 azalış kaydetti.
Ekonomik aktivitenin yavaşlaması, baz metallerde talep endişelerini öne çıkardı. Çin’de imalat sanayisindeki gerileme ve ülkede otomobil talebinin düşmesi de baz metalleri etkiledi. Baz metallerdeki düşüşte, özellikle Asya’da artan resesyon endişeleri etkili oldu.
Çin’de ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin artması ve arz tarafının güçlü kalmasıyla düşüş eğilimini sürdüren bakır geriledi.
Analistler, Çin’de bir süredir devam eden yavaşlama eğiliminin son dönemde açıklanan verilerle daha da gün yüzüne çıktığını, bu durumun imalat sanayinde kullanılan bakır ve demir gibi metal fiyatlarını baskıladığını belirtti.
Analistler, nikelde ise Endonezya’dan kaynaklı yoğun bir arz olduğunu söyledi.
Brent petrolde kayıplar yüzde 10’u aştı
Enerji emtialarında ilk yarıda sert satışlar görüldü.
Ocak-haziran döneminde Brent petrol yüzde 10,8 ve New York Ticaret Borsasında işlem gören doğal gaz yüzde 38 değer kaybetti.
Dünya ekonomilerindeki resesyon beklentisi, dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’de ekonomi ve talebe yönelik toparlanmaya ilişkin karışık sinyallerle belirsizliğe yol açtı.
Brent petrol fiyatlarındaki düşüşte, ABD’nin stratejik petrol rezervinden piyasaya petrol satışı yapacağına ilişkin haber akışı etkili oldu.
Petrol fiyatlarındaki düşüşte, Çin’den gelen zayıf ekonomik veriler etkisini gösterdi. Çin’de, işletmelere verilen yeni kredilerdeki azalış ve ABD’deki ekonomik endişelerin talep görünümünü olumsuz etkilemesi de Brent petroldeki düşüşleri tetikledi.
Doğal gaz, yılın ilk çeyreğinde Mayıs 2021’den itibaren ilk defa 2 doların altını gördü. Doğal gaz fiyatlarındaki düşüşte, doğal gaz tüketimini nispeten düşük tutan hava şartları, bu nedenle birçok ülkede gaz depolarının yeniden doldurulması ve daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı etkili oldu. Özellikle maliyet nedeniyle daha az üretim yapan sanayide doğal gazda tasarruf sağlanması fiyatların düşüşünü etkilerken, enerji krizinin şimdilik geri planda kalması da fiyatlardaki düşüşü tetikledi. Hava sıcaklıklarının yükseleceğine yönelik öngörülerle de doğal gaz fiyatları geriledi.
Tarım emtialarındaki düşüşe karşın şeker ve kakaonun performansı dikkati çekti
Tarım emtialarına bakıldığında ise Chicago Ticaret Borsası’nda işlem gören buğday yüzde 17,8, mısır yüzde 27,1, soya fasulyesi yüzde 11,9 ve pirinç yüzde 3,4 değer kaybetti.
Yılın ilk yarısında buğday 5,7325 dolarla Aralık 2020’den bu yana, soya fasulyesi 12,0550 dolarla Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyeyi test etti.
Intercontinental Exchange’de (ICE) pamuk yüzde 5,2 ve kahve yüzde 5 azalış kaydederken, şeker yüzde 10,2 ve kakao yüzde 29 değer kazandı.
Kahve, 1,4205 dolarla Mayıs 2021’den bu yana en düşük seviyeyi test ederken, şeker 0,2683 dolarla Ekim 2011’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü.
Yılın ilk yarısında Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılmasının arza yönelik endişeleri azaltmasıyla buğday, mısır ve pirinçte düşüşler görüldü.
ABD’de mısır ekimlerinin artması ve petrol fiyatlarındaki gerileme de mısır fiyatlarını baskıladı.
Küresel resesyon endişeleriyle beraber talep endişelerinde yaşanan artış sonucu pamuk fiyatları geriledi. ABD’de pamuk ihracatının gerilemesi de pamuğun değer kaybetmesine neden oldu.
Brezilya’da hava koşullarının iyileşmesi ve bunun üretimi artıracağına yönelik beklentilerle kahve fiyatları düştü.
Analistler, Hindistan’da şeker üretiminin azalacağına yönelik öngörülerin fiyatlarda yükselişe neden olduğunu belirterek, ülkede şeker rekoltesinin azalmasıyla küresel arz sorunlarının tetiklenebileceğinden endişe edildiğini söyledi. Hindistan’dan yapılan sınırlı ihracat, Pakistan ve Tayland’ın da aralarında bulunduğu diğer ülkelerden gelen cansız tedarik beklentileriyle şeker fiyatları yükseldi. Hindistan’ın dünyanın en büyük şeker üreticisi, Brezilya’nın ise dünyanın en büyük şeker ihracatçısı olduğunu hatırlatan analistler, bu nedenle 2 ülkedeki gelişmelerin fiyatlar üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Fransa’da şeker pancarı üretimine ilişkin endişeler de şekere yönelik arz endişelerini tetikledi.
Analistler, El Nino hava olayına ilişkin endişelere değinirken, El Nino’nun, Brezilya’ya şiddetli yağmurlar ve Hindistan’a kuraklık getirerek şeker üretimini olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Fildişi Sahili’nde kakao verimine yönelik endişeler, kakao fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Kakao fiyatları, bazı Batı Afrika kakao mahsullerinin kalitesiyle ilgili endişelerden destek gördü. Muson hava olayının üretime zarar verebileceği endişeleri kakao fiyatlarının da yükselmesine neden olurken. Nijerya’nın kakao ihracatının düştüğüne yönelik haberler de kakaoda arz endişelerini öne çıkardı.