Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel’in katıldığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki toplantıda yerli ve yabancı haber ajanslarının temsilcilerinin Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin soruları yanıtlandı.
Bolat, ilerde bu OVP’nin “6 Eylül Programı” olarak anılabileceğine dikkati çekerek, Türkiye ekonomisinin artık OVP’de öngörülen hedefler, alınması gereken tedbirler ve reformlar çerçevesinde yoluna devam edeceğini söyledi.
Bolat, “Bu yıl ihracatta geçen yılın altında kalmayacağız. Bu plan çerçevesinde de gelecek yıl 267 milyar dolar, 2025’te 283 milyar dolar ve 2026’da 302 milyar dolar hedefine ulaşmak için bütün enstrümanlarımızı kullanacağız. İhracatın teşvik edilmesi ve daha da artırılması noktasında geleneksel, batı pazarlarındaki payımızı artırma yönünde uzak ülkelerde ve İslam ülkelerinde, Afrika’da, Asya’da yeni pazar şartlarını zorluyoruz. Bu çalışmalar olumlu meyvelerini veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Cari denge açığını azaltmak en büyük hedefimiz”
Cari denge açığını azaltılmanın en büyük hedefleri olduğunun altını çizen Bolat, ithalatta da proaktif bir dış ticaret politikası izleyeceklerini ve OVP’nin bu kapsamda başarılı bir yol haritası olacağını dile getirdi.
Geçen hafta Irak’ta çeşitli ziyaretlerde bulunduklarını hatırlatan Bolat, görüştüğü üst düzey yetkililerin Türkiye ile yakın çalışmak istediğini ifade ettiğini aktardı.
Bolat, Irak’taki imar faaliyetlerinin büyük kısmının Türk müteahhitler tarafından yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Piyasada Türk ürünlerinin bariz bir üstünlüğü var. Türkiye ve Çin ülkenin en büyük iki tedarikçisi konumunda bulunuyor. Yönlerinin Türkiye’ye doğru olduğunu ve gelecek süreçte hem ticarette hem inşaat faaliyetlerinde ciddi potansiyel bulunduğunu ve daha yakın çalışmak istediklerini söylediler. Faw Limanı’ndan başlayıp Ovaköy olarak belirledikleri ‘Kalkınma Yolu Projesi’ hem demir yolu hem kara yolu projesi. İlk keşifte bu 1200 kilometrelik demir yolu projesinin maliyeti 16 milyar dolar, kara yolu projesi için de 6 milyar dolar görünüyor. Bu 22 milyar dolarlık projede Türkiye’nin de hem ortak hem de yapımcı olarak yer almasını istiyorlar. Projeyi, körfezden, Türkiye üzerinden Avrupa’ya 3-4 günde kendi nakliyelerini ve transit nakliyatı ulaştırma gibi çok önemli bir kısaltılmış transit yol olarak görüp önemsiyorlar. Projenin çıkış ve ilerleme noktası Türkiye toprakları olduğu için de Türkiye ile ortaklık yapmak istiyorlar. Aslında Türkiye’nin gücü, etkisi ve algısı yurt dışında, burada hissedilen veya burada değerlendirilenin kat kat üzerinde.”