Son yıllarda kripto varlıklar ile buna bağlı ürün ve hizmetler hızla artarken, bu işlemlerin sıkı biçimde düzenlenmiş ve denetlenen mevcut finansal sistemle daha fazla bağlantılı hale gelmesi dikkati çekiyor.

İnternet üzerinden kullanılmak üzere tasarlanmış ve merkezi olmayan dijital para birimleri olan kripto para birimleri ile bir banka veya finansal aracıya ihtiyaç duymadan işlem yapılabilmesi; herhangi bir denetleyici veya düzenleyici kuruluşa ihtiyaç duymadan faaliyet gösterilmesine imkan sağlıyor.

Mevcut finansal sistemi ve parasal işlemleri önemli ölçüde değiştirmesi söz konusu olabilecek kripto paraların piyasalar, yatırımcılar, kullanıcılar ve çevre üzerindeki olası etkileri yoğun biçimde tartışılırken, çoğu faaliyetin tam olarak düzenlenememiş olduğu kripto işlemler önemli riskleri ve endişeleri de beraberinde getiriyor.

Kısa süre önce Hindistan’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde kripto varlıklarla ilgili politika ve düzenleme konusunun yer alması da bu alanda yakın zamanda atılacak adımlara işaret ediyor.

“Kripto varlık ekosistemindeki hızlı gelişmeleri ve riskleri yakından takip etmeye devam ediyoruz” ifadesinin kullanıldığı bildirgede, finansal piyasalardaki düzenleyici otoriteler ile uluslararası finansal kuruluşlar arasında koordinasyonu ve bilgi paylaşımını sağlayarak finansal istikrara katkı sağlayacak etkin düzenleyici ve denetleyici politikalar geliştirilmesinden sorumlu uluslararası platform olan Finansal İstikrar Kurulu’nun kripto varlık faaliyetleri ve piyasaları ile küresel stablecoin alanının düzenlenmesi, denetlenmesi ve gözetimine yönelik tavsiyelerinin onaylandığı kaydedildi.

Katı kural çağrısı

G20 tarafından kurulan Finansal İstikrar Kurulu, temmuz ayında kripto para kullanıcılarının varlıklarını korumak ve çıkar çatışmalarını önlemek için daha katı kuralların getirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Kurulun kripto varlık faaliyetleri için küresel düzenleyici çerçeveye yönelik tavsiye raporu, kripto varlık ekosistemindeki kilit bir hizmet sağlayıcının başarısızlığının, riskleri o ekosistemin diğer bölümlerine hızla yayabileceğine işaret etmişti. Raporda, geleneksel finansla bağlantılarının daha da büyümesi halinde kripto varlık piyasalarının daha geniş finansal sisteme yönelik etkilerinin artabileceği belirtilmişti.

Kripto varlıkların sınırı olmayan doğasının güçlü ve tutarlı düzenleyici, denetleyici ve yürütme uygulamalarının önemini gösterdiği aktarılan raporda, kripto varlık üretenler ve hizmet sağlayıcıların, düzenlemenin daha hafif olduğu yerlere kayarak düzenleme ve gözetimden kaçmaya çalışabileceği, buna yönelik güçlü önlemlerin gerektiği kaydedilmişti.

“Kripto varlıklar, potansiyel olarak uluslararası parasal ve finansal sistemi derinden değiştiriyor”

Kripto varlıklarla ilgili IMF tarafından hazırlanan bir raporda ise “Kripto varlıklar, potansiyel olarak uluslararası parasal ve finansal sistemi derinden değiştiriyor. Politika yapıcılar, pek çok faaliyetin düzenlenmediği kripto para sektöründen kaynaklanan riskleri izlemek için mücadele ediyor. Aslında bu finansal istikrar risklerinin bazı ülkelerde yakında sistematik hale gelebileceğini düşünüyoruz.” ifadeleri dikkati çekmişti.

Ortaya çıktıkları 2008 yılından bu yana popülaritelerini artıran kripto para birimleri, günümüzde küresel finansal sistemin önemli bir parçası haline geldi.

Dünyanın gelişmiş ülke ve ekonomileri, kripto para birimlerinin yenilikçi unsurlarını teşvik ederken, olası zararlarını önlemek için de düzenleme arayışına girdi.

Merkezi ABD’de bulunan düşünce kuruluşu Atlantic Council’in 45 ülkenin kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerini analiz ettiği çalışmasına göre, kripto para birimleri 20 ülkede yasal, 17 ülkede kısmen yasaklanmış ve Çin’in de aralarında bulunduğu 8 ülkede ise genel olarak yasaklanmış durumda bulunuyor.

Dünya ekonomisinin yüzde 50’sinden fazlasını temsil eden 10 G20 ülkesinde kripto para birimleri tamamen yasal konumda olurken, bu varlıklara ilişkin düzenleme tüm G20 ülkelerinde değerlendiriliyor.

Düzenleyici çerçeve hazırlığı

Atlantic Council’in çalışması kapsamında incelenen 45 ülkenin yaklaşık yüzde 75’i, genellikle kripto para piyasalarına yönelik yeni, özel mevzuat yoluyla düzenleyici çerçevelerinde önemli değişiklikler yapma sürecinde bulunuyor.

Gelişmekte olan piyasa ekonomileri, düzenleme geliştirme konusunda gelişmiş ekonomilerin gerisinde kalırken, incelenen gelişmiş ekonomilerin yüzde 64’ünde vergilendirme, tüketicinin korunması ve lisanslama konularındaki düzenlemeler öne çıkıyor. Bu düzenlemelerin gelişmekte olan ülkelerinin sadece yüzde 11’inde olduğu görülüyor.

Tüketiciyi korumaya yönelik kurallarda da geride kalındığı belirtilirken, incelenen ülkelerin yalnızca üçte birinde tüketicileri korumaya yönelik kuralların olduğu, bu tür kuralların ise reklam düzenlemelerini, hizmet sağlayıcılar için siber güvenlik gerekliliklerini, yatırımcı akreditasyonunu ve diğer düzenlemeleri içerdiği kaydediliyor.

ABD’de federal düzeyde genel bir düzenleyici çerçeve hala eksik

Önemli bir kripto para piyasasına sahip ABD’de kripto varlıklar üzerindeki denetleyici ve düzenleyici otoriteye ilişkin tartışmalar devam ediyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), ABD Gelir İdaresi (IRS), Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) gibi kurumlar, federal düzeyde genel bir düzenleyici çerçevenin eksikliği nedeniyle kripto paralara ilişkin farklı yaklaşımlar benimsiyor.

Kongre’de konuyu ele alan çok sayıda yasa tasarısı olmasına rağmen mevzuat belirsizliğinin 2023’te de devam etmesinin muhtemel olduğu belirtiliyor.

Ülkede ilk olarak 2013 yılında FinCEN, Bankacılık Gizliliği Yasası’nın çoğu sanal para birimi faaliyeti için geçerli olduğunu ve Para Hizmetleri İşletmesi olarak kaydolmaları gerektiğini belirten bir açıklama yayımladı. IRS de 2014 yılında sanal para birimlerinin vergilendirilmesine ilişkin bir kılavuz yayınlamış ve genel ilkeleri özetlemişti.

Eyaletler özelinde ise New York, 2015 yılında kripto para birimlerini düzenleyen ABD’deki ilk eyalet olurken, o zamandan bu yana birçok eyalet New York’u takip etti.

SEC, kripto para piyasası üzerindeki baskısını artırdı

ABD kripto para birimleriyle ilgili kapsamlı yasa ve düzenlemeleri oluşturmakta yavaş da kalsa SEC, son yıllarda kripto para piyasası üzerindeki baskısını artırdı.

SEC, Aralık 2020’de kripto para birimi XRP’nin arkasındaki şirket Ripple Labs ve yöneticilerine dava açtı, şirket ve iki yöneticisini 2012’de piyasaya sürülen XRP’yi satarak 1,3 milyar dolarlık kayıt dışı menkul kıymet arzı gerçekleştirmekle suçladı. Ripple, sınır ötesi ödemeleri kolaylaştırmak için geliştirilen bir token olan XRP’nin menkul kıymet olmadığını savunurken, bu yıl temmuz ayında New York Güney Bölge Mahkemesi Yargıcı Analisa Torres, Ripple Labs’in XRP’yi satarak federal menkul kıymetler yasasını ihlal etmediğine karar verdi. Ancak SEC’in, XRP’nin menkul kıymet olmadığına dair kararı temyize götürmek için federal yargıçtan izin istediği bildirildi.

Coinbase ve Binance gibi kripto para borsaları ile şirketleri de hedef alan SEC, bu yıl haziran ayında bu borsalara menkul kıymetler kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle dava açtı.

ABD, daha fazla düzenlemeye kapı aralayan yeni çerçeveyi geçen yıl duyurdu

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ise geçen yıl dijital varlıkların düzenlenmesine yönelik ilk kapsamlı çerçeveyi ortaya koydu. Biden’ın geçen yıl mart ayında düzenleyici kuruluşlara kripto para birimlerinin sunduğu geniş riskleri ve faydaları değerlendirme talimatı veren dijital varlıkların sorumlu gelişimini sağlamaya ilişkin kararnameyi imzalamasının ardından ilgili federal kurumlar, tüketicileri, yatırımcıları, işetmeleri finansal istikrarı, ulusal güvenliği ve çevreyi korumaya yönelik önerilerin yer aldığı 9 rapor sundu.

Tüketicileri, yatırımcıları ve işletmeleri koruma, güvenli, uygun fiyatlı finansal hizmetlere erişimi teşvik etme, finansal istikrarı artırma, sorumlu inovasyonu geliştirme, ABD’nin küresel finansal liderliği ile rekabet gücünü artırma, yasa dışı finansla mücadele ve ABD Merkez Bankası Dijital Para Birimi’nin araştırılması alanlarında atılması planlanan adımlar paylaşıldı.

Kripto para endüstrisi için düzenleyici bir çerçeve sağlamayı öngören Sorumlu Finansal Inovasyon Yasası da geçen yıl ABD Senatosu’nda gündeme gelirken, yasal düzenlemeye ilişkin tartışmaların 2023 yılında da devam etmesi bekleniyor.

AB’den kapsamlı kripto kuralları

AB ülkeleri, mayıs ayında, kara para aklamayla mücadele ve mali denetim için kripto varlık transferlerini izlemeyi içeren ilk kapsamlı kuralları onayladı.

2024’te yürürlüğe girmesi beklenen kurallara göre, normal finansal işlemlerde olduğu gibi kripto transferler de her zaman takip edilecek. Şüpheli kripto işlemler önlenecek. Böylece özellikle suçluların kripto para birimleri aracılığıyla kara para aklamayla mücadele kurallarını delmesinin zorlaştırılması hedefleniyor.

Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, işlem yaptıkları kripto varlık transferlerinin göndericisi ve alıcısı hakkında belirli bilgileri toplayacak ve bu bilgileri resmi kurumların erişimine sunacak. Böylece şüpheli işlemler daha iyi tanımlanacak. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının suçluların kripto akışlarını tespit etmesi ve engellemesi gerekecek.

Kripto hizmetleri lisans alacak

AB ülkelerinde kripto varlık hizmeti sunanların ilgili düzenleyici kurumlardan lisans alması gerekecek ve AB içerisinde kripto varlıklara yönelik tek bir yasal çerçeve geçerli olacak.

Kripto varlıkların vergi kaçırılmasında kullanımını engellemek için bu alanda AB ülkeleri otomatik bilgi paylaşımında bulunacak.

Ayrıca, bireylerin kripto varlık işlemlerinden sağladıkları gelirler raporlanacak ve bu bilgiler diğer üye ülkelerle otomatik biçimde paylaşılacak.

Vergi kapsamındaki varlık ve gelir kategorilerine kripto varlıklar da dahil olacak.

Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının vergi makamları ile zorunlu otomatik bilgi paylaşımında bulunması gerekecek.

Kriptoda risk uyarısı

AB finansal sisteminin istikrarına tehdit oluşturabilecek olası riskleri tespit etmek ve izlemekten sorumlu Avrupa Sistemik Risk Kurulu (ESRB), mayıs ayında kripto para piyasalarının sistemik etkileri ve kripto varlıklardan kaynaklanan risklere yönelik politika seçeneklerini içeren bir rapor hazırladı.

Raporda, mevcut durumda kripto paraların finansal sistem üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu, kripto piyasalarla geleneksel finans sektörü ve reel ekonomi arasında çok az bağlantı bulunduğu belirtildi.

Kripto varlıkların hızla büyümesi ve yüksek oynaklığı göz önüne alındığında, sistemik risk oluşturabilecekleri için yakından izlenmeleri gerektiğine işaret edilen raporda, kripto varlıklar ile geleneksel finansal sistem arasındaki bağlantının zamanla artması ve bu bağlantıların hemen belirlenememesi durumunda risklerin artabileceği vurgulandı.

Rusya’da kripto paralara yoğun ilgi

Kripto paraların Rusya’daki yasal durumu hala tartışmalı durumdayken, vatandaşların kripto para ve borsalarına yönelik yoğun ilgisi artarak devam ediyor. Dünyada en çok kripto para madenciliği yapılan ikinci ülke konumunda yer alan Rusya, kripto para borsalarında en çok kullanıcının bulunduğu üçüncü ülke olarak da ön plana çıkıyor.

Rus yetkililer, Şubat 2022 öncesi kripto paralara mesafeli bir tutum sergilerken, Ukrayna savaşı ve ardından ülkeye uygulanan finansal yaptırımlar nedeniyle söz konusu yaklaşımda önemli değişiklikler yaşandı.

Rusya Merkez Bankası, 2021’de hazırladığı raporla ülkede kripto paraların tümüyle yasaklanmasını talep etmişti. Savaşın başlamasıyla Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, ülkesinin SWIFT ödeme sisteminden çıkartılmasının ardından Rus şirketlerin ödemelerde zorluklar yaşadıklarını ve bu nedenle uluslararası ödemelerin kripto yoluyla yapılmasına izin vermeye hazır olduklarını söylemişti.

Ülkedeki çeşitli mali kurumların kripto paraların kullanımını ve madenciliği konusunda çeşitli önerileri ve hazırladıkları yasa tasarıları bulunsa da bu konuda henüz somut bir adım atılmış değil.

Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma’da madencilik, kripto para işlemleri ve vergilendirme konularında çeşitli yasa tasarıları değerlendirilse de bu konularda ilerleme sağlanamadı.

Kripto para düzenlemesi “tıkandı”

Duma’nın Mali Piyasalar Komitesi Başkanı Anatoliy Aksakov, 6 Eylül’de yaptığı açıklamada, ülkede kripto paraların düzenlenmesine ilişkin konunun “tıkandığını” söyledi. Ülkede geniş bir kripto pazarı bulunduğuna işaret eden Aksakov, söz konusu pazarın hiçbir şekilde düzenlenmediğinin altını çizdi.

Son olarak, Rusya Maliye Bakanlığı Mali Politikalar Direktörü İvan Çebeskov da 12 Eylül’de yaptığı açıklamada, dijital para birimlerinin kapsamlı bir şekilde düzenlenmesini desteklediklerini belirterek, “Bir süre önce böyle bir yasa tasarısı hazırlanmıştı ancak bu konuda fikir birliğine varılamadı.” ifadesini kullanmıştı.

Rus yetkililer, kripto paraların özellikle dış ticarette kullanılmasının önündeki en büyük engelin, kripto paralara ilişkin her ülkede farklı bir hukuki düzenlenmenin bulunması veya bazı ülkelerde hiçbir düzenleme bulunmaması olduğuna işaret ediyor.

Çin’de kripto paralar yasaklandı

Dünyanın en büyük ekonomilerinden ve bir dönem en çok madenciliğinin yapıldığı Çin ise dünyada kripto paralara yönelik en katı adımları atan ülkelerden biri olarak ön plana çıktı.

Çin hükümeti, Eylül 2021 itibarıyla ekonomik ve finansal düzeni bozduğu ve suçu yaygınlaştırdığı gerekçesiyle ülkede kripto paraların kullanımını tümüyle yasakladı. Söz konusu yasağın ardından Çin Merkez Bankası, dijital yuanı yerel finansal sistem içerisinde yaygınlaştırmak için önemli adımlar atmaya başladı.

Uzmanlar, kullanıcılarına belirli bir gizlilik seviyesi sağlayan kripto paraların aksine, hükümetlerin dijital yuan gibi merkez bankalarının kullanımına soktuğu dijital para birimlerinin, üzerinde tümüyle kontrol sağlanabildiği için tercih edildiğine işaret ediyor.

ETİKETLER
Kripto Para
Dijital Para

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir