Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye’nin, 2003’ten bu yana 250 milyar doların üzerinde yatırım aldığını belirterek, “Önümüzdeki dönem için ortaya konan hedefler, yapısal reform ajandamız yatırımcıların ilgisini çekiyor. Asya ülkeleri şu anda Türkiye’yi çok sık ziyaret ediyorlar. Bu ülkelerin alternatif üretim noktaları arayışında Türkiye en önemli ülke olarak dikkat çekiyor” dedi.
Dağlıoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’nda gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Özellikle 2003’ten sonra Türkiye’deki yatırımlara dikkati çeken Dağlıoğlu, ofisin, Türkiye’ye doğrudan gelen yatırımların artması için çalıştığını dile getirdi.
Dağlıoğlu, Türkiye’nin imajını yatırım yapılabilir seviyesine yükseltmek için faaliyet gösterdiklerini ifade ederek, uluslararası şirketlere Türkiye’de ücretsiz danışmanlık hizmeti verip süreçleri anlattıklarını söyledi.
Uluslararası doğrudan yatırımların uzun vadeli kararlar olduğuna işaret eden Dağlıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“2003 yılı uluslararası yatırımlar için kritik bir yıl. Siyasi istikrar buna bir zemin sağlıyor. 2003’ten önce Türkiye dünyadaki yatırımların ortalama binde 2’sini alan bir ülke. 2003’ten sonraki dönemde, bazı yıllar yüzde 1,4’e kadar çıkmış, bazı yıllar yüzde 1’in altına inmiş ama dünyadan ortalama kabaca yüzde 1’lik yatırım payını çekiyoruz. Türkiye, 2003’ten bu yana ise 250 milyar doların üzerinde yatırım çektik. Bu yatırımların yüzde 68’ine Avrupa, yüzde 8 civarına Amerika, yüzde 7’sine Körfez ülkeleri ve yüzde 14’üne diğer Asya ülkeleri kaynaklık etti.”
Dağlıoğlu, yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında finansın ciddi bir ağırlığının olduğunu belirterek, bu sektörü imalatın takip ettiğini anlattı. Dağlıoğlu, imalat sektörü içinde ise gıda, kimyasallar ve ilacın dikkati çektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması için doğrudan yatırımların önemli olduğunu ve bunu dikkate alarak çalıştıklarını belirten Dağlıoğlu, “Ülkemizin önemli gündemi cari açıkla mücadele edilmesi, istihdam oluşturulması, teknolojik dönüşümü sağlamak. Biz ülkemizin ekonomik faaliyetlerini daha ileri bir seviyeye çekecek yatırımları kovalıyoruz” diye konuştu.
“Türkiye’nin büyümesinde yatırımın payı yüksek olacak”
Türkiye’nin hızlı büyüyen bir ülke olduğuna işaret eden Dağlıoğlu, bu yılın ilk yarısında büyümenin yaklaşık üçte birlik kısmının yatırımlardan geldiğini söyledi.
Dağlıoğlu, Türkiye’nin yatırımlarla büyümeye devam edeceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye ihracatı yoğun bir ülke. Hedef ülkelerdeki talep yavaşlaması doğrudan şirketlerin yatırım programına etki edebiliyor. Uzun vadede Türkiye’nin büyümesinde yatırımın payının yüksek olacağını öngörebiliriz. Orta Vadeli Program ile yatırımcıların dikkatini çeken bir projeksiyon yapmış olduk. Özellikle önümüzdeki dönem için ortaya konan hedefler, daha da önemlisi doğrudan yatırımcılarımız için yapısal reform ajandamız yatırımcıların ilgisini çekiyor. Asya ülkeleri şu anda Türkiye’yi çok sık ziyaret ediyorlar. Çünkü pandemiyle beraber tedarik zincirinin yeniden şekillenmesi, artık Avrupa’ya daha yakın bir coğrafya fikri kendileri için kritik. Asya ülkelerinin alternatif üretim noktaları arayışında Türkiye en önemli ülke olarak dikkat çekiyor.”
“Körfez ülkelerinin Türkiye’ye ilgisi büyük”
Amerikalı şirketlerin de Türkiye’de büyüdüklerine işaret eden Dağlıoğlu, söz konusu şirketlerin Türkiye üzerinden 1 milyar kişiye ulaşabildiklerini anlattı.
Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ve Körfez ziyaretleri sırasında iş dünyası ile birçok görüşmeler yapıldığına dikkati çekerek, “Körfez ülkelerinin Türkiye’ye büyük bir ilgisi olduğunu görüyoruz. Tabii onların yatırım stratejileri daha farklılık gösterebiliyor. Önümüzdeki dönemde yine Avrupalı şirketlerin yatırımlara devam edeceğini öngörüyoruz. O yüzden yatırımları tek bir coğrafyayla sınırlayamayız. Seçimden sonraki dönemde çok büyük markaların Türkiye’deki satın alma, birleşmeleri duyuruldu. Bu trendin, bu ivmenin artarak devam edeceğini görüyoruz. Yakın zamanda bazı yatırım haberleri de paylaşılacaktır, körfez ziyareti özelinde söyleyelim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyaretinin Birleşmiş Milletler haftası kapsamında olduğunu hatırlatan Dağlıoğlu, “Elon Musk görüşmesi ilgiyle takip edildi. Sonrasında kendisi de bir tweet atarak davet edildiği Teknofest’e bu yıl katılamadığını, önümüzdeki yıl için katılmayı öngördüğünü, burada yatırım ajandasını konuşmak istediğini paylaştı” dedi.
Dağlıoğlu, şirketlerin yatırım ajandalarının gizlilik taşıdığına dikkati çekerek, “Biz de yatırımcılarımızla çalışırken kendilerine her zaman altını çizdiğimiz yüzde 100 gizlilik ilkesiyle çalışıyoruz. Bu güveni sağlamak gerekiyor ki yatırımcılarla beraber çalışabilelim” diye konuştu.
“Dijital çalışmaya daha da ağırlık vereceğiz”
Asya’da, Körfez ülkelerinde ve Avrupa’da ofislerinin bulunduğunu belirten Dağlıoğlu, “Her zaman güncel tuttuğumuz web sitemiz, sosyal medya hesaplarımız, ürettiğimiz içerikler ve bu içerikleri yatırımcıya ulaştırmak için kullandığımız dijital stratejiler var” dedi.
Dünyada bir sektörle ilgili etkinlik olduğu zaman o alanda Türkiye’nin reklamlarını dijital mecralar üzerinden yaptıklarını bildiren Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“O alanda üretmiş olduğumuz içerikleri yatırımcıya ulaştırıyoruz. Her ay ürettiğimiz newsletterımız var. Bu, yatırımcılara ulaştırılıyor. Bu dijital teknolojiler belki 5 yıl önce bu kadar yaygın değildi ama biz son dönemde bunları kullanarak ürettiğimiz içerikleri geçmişe kıyasla 5-10 katına kadar hedef kitleye ulaştırabildiğimizi gördük. Bu dijital çalışmaya daha da ağırlık vererek devam edeceğiz.”
Dağlıoğlu, dijital iletişimin üçüncü boyutu olarak yerelleşebilmenin önemini vurgulayarak, “Özellikle Japonya, Güney Kore, Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinde, farklı kültür ve anlayış var, orada yerelleşmiş iletişim çalışmaları yapıyoruz. Yine belirli ülkelerde Almanya, Fransa, İspanya, Körfez ülkeleri gibi onların dillerinde, gündemine uygun içerikleri geliştirip ulaştırdığımız yerelleşmiş iletişim platformlarımız var. Burada gerektiği zaman diğer danışman ve üçüncü parti paydaşlarla beraber de çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusunda kendi rekabet coğrafyasında pozitif ayrıştığını belirten Dağlıoğlu, “2006’dan bu yana uygulanan yenilenebilir enerji politikalarıyla Türkiye’nin kurulu gücü oldukça yükseldi. Bu, birçok rakip ülkede olmayan bir konu. Başarılı çalışan enerji piyasamız ve borsamız var. Sıfır Atık Projesi yatırımcıların çok dikkatini çeken bir alan. Türkiye’nin geliştirdiği bu politikalarla atıkların toplanması ve döngüsel ekonomiye sokulması doğrudan yatırım pazarını etkiliyor” ifadesini kullandı.
Teknofest gençliğiyle Türkiye’nin teknolojide üreten bir ülke olduğunu dile getiren Dağlıoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye teknolojiyi kullanan, ihraç eden, hizmetleri ve ürünleri bu bağlamda dönüştüren bir ülke. Bu, büyük avantaj. Türkiye, jeopolitik bağlamda güçlü, siyasi liderlikle, dünyadaki gelişmelere hızlı reaksiyon göstermesiyle, politika geliştirip uygulamasıyla pozitif ayrışıyor, bunu yatırımcılardan net görüyoruz. Ukrayna-Rusya arasında Türkiye’nin dengede duruşu birçok yatırımcı için önemli. Çünkü buradaki ekonomik faaliyetleri bozulmuyor.”
Dağlıoğlu, dünyada muhafazakar eğilimlerin olduğu dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerdeki ülkelerde çalışma yürüttüğünü ifade ederek, Türkiye’nin güçlü politik liderliği sayesinde oluşturduğu geniş istikrar alanıyla yatırımcılar için de bir güven ortamı sağladığını bildirdi.
Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve jeopolitik gelişmelerin tedarik zincirinin tekrar şekillenmesine neden olduğuna dikkati çeken Dağlıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Coğrafyanın konumunun önemi var ama konum, tek başına yeterli olmuyor. Burada önemli olan stratejik konumda neyi başardığımız. 20 yılda yaptığımız alt ve üst yapı yatırımları, lojistik dahil olmak üzere, enerji, sağlık, eğitim ve dijitalde, alt yapı alanında yaptığımız yatırımlar merkezi bir konuma gelmemizi sağlıyor. Türkiye’nin uyguladığı politikalar, sektörlerin ve şirketlerin küresel tedarik zincirine entegrasyonunu sağladı.”
“Dünya artık daha yeşil bir sürece gidecek”
Dağlıoğlu, uygulanan doğru teşvik politikalarıyla daha katma değerli ve yüksek teknolojili ürünler üreten şirketleri teşvik ettiklerini anlatarak, ülkenin küresel tedarikte üst basamaklara doğru ilerlediğini söyledi.
Türkiye’nin, küresel tedarik zincirinin ortasında yer aldığına işaret eden Dağlıoğlu, “Türkiye, sadece üretimde değil, AR-GE’de, mühendislik ve tasarım merkezleri için bölgesel yönetim ve lojistik merkezleri için bir üs haline geldi. Sürdürülebilirlikte Türkiye’nin 2053 için net sıfır karbon emisyon hedefi var. Ayrıca, bunun ötesinde hedef çalışmaları olan bir ülke. Togg’umuz var. Türkiye burada dünyanın sürdürülebilirlik ajandasına güçlü katkı sağlıyor. Dünya artık daha yeşil bir sürece gidecek ve yatırımları şekillendiren önemli parametre olacak” diye konuştu.
Dağlıoğlu, yatırımcıların sürdürülebilir yeşil yatırımlar için Türkiye’yi tercih ettiklerini dile getirerek, yatırımcıların sürdürülebilirlik konusundaki gündemlerine destek olduklarını anlattı.
Yatırımcılara çağrıda da bulunan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“Dünyanın geleceği yeşil dönüşümden geçiyor. Türkiye, bu anlamda yatırımlar için en uygun, optimum ülkelerden biri. Coğrafyamızda mevzuat ve uygulama olarak rakiplerimizin hepsinin ötesindeyiz, birçok yatırımcı bunun farkında. Yatırım ortamını iyileştirme bizim için durmayan bir ajanda. Türkiye’nin politikası her zaman reform yapmak. Onu uygulamaya geçirmek, takip etmek ve geri bildirimleri alarak yeni bir reform programı oluşturmak. Yatırımcılara Türkiye için 4 mesaj veriyoruz, birincisi, Türkiye’nin çok hızlı büyüyen ve dayanıklı bir ekonomi olması, ikincisi yetenek havuzuna sahip olması, üçüncüsü Türkiye’nin küresel pazarlara erişim sağlayan rolü ve sonuncusu da yatırım dostu iş ortamı. Biz bu yatırımcı dostu iş ortamını süreklilik arz eden reform ajandasına borçluyuz.”
Dağlıoğlu, Türkiye’nin rekabetten pozitif ayrıştığını ifade ederek, endekslere bakıldığında ülkenin son 20 yılda konumunu sürekli olarak daha ileriye ve iyiye taşıdığını vurguladı.
Geliştirdikleri reform ajandasıyla küresel trendleri takip ettiklerini anlatan Dağlıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Cumhuriyet’in ikinci 100. yılına başlıyoruz. Dünyadaki ilk 10 ekonomiden biri olmak istiyoruz. Kendimize 2026 için koyduğumuz 300 milyar dolar, daha sonraki yıllar için 400 milyar dolar ihracat hedefi var. Türkiye’nin gelmiş olduğu bölgesel merkezi rolü var ve bunu daha öteye taşımak. Türkiye’yi küresel ekonomik güç merkezi yapmak istiyoruz. Bunu aslında rakamlardan bağımsız şöyle görmek lazım. Türkiye’nin gelmiş olduğu bölgesel merkezi rolü var ve bunu daha öteye taşımak, Türkiye’yi küresel ekonomik güç merkezi yapmak istiyoruz. Bunu da üretimle sınırlı değil, Cumhurbaşkanımız da söyledi, Türkiye enerjide transit hatların geçtiği bir ülkeydi artık daha merkezi bir rolde. Hem de dünya piyasalarının belirlendiği role bürünmesi arzumuz var. Diğer sektörlerde, havacılıkta Türkiye’nin merkezi bir konuma geldiğini görüyoruz.
Biz ülkemizin mevcut geldiği durumunun daha öteye küresel bir ekonomik aktör olarak geleceğini düşünüyoruz. Uluslararası yatırımlar buna katkı sağlar. Yatırımcılar için şöyle bir anlamı olur. ‘Kazan-kazan.’ Onların sermayesiyle biz bu ekonomik büyümeye katkı sağlarken onlar şirket olarak bundan faydalanıyor. Şirketleri burada büyüyor ve kar ediyor. Bu şirketlerin çoğu, kazandıklarını, karlarını transfer eden şirketler değil. Kazandıklarını Türkiye’ye yatırıyorlar ve Türkiye’de büyüyorlar. Türkiye’den çevre ülkelere büyüyorlar. Özetle mesajımız bu, Türkiye’nin geleceğine, gençliğine güvenin. Burada yatırımlarınızı artırarak bizimle beraber büyüyün, bizimle beraber kazanın diyoruz.”
“Uluslararası doğrudan yatırımlar teknoloji transferi için önemli”
Dağlıoğlu, Türk Havayollarının (THY) Türkiye’nin bayrak taşıyıcı markası olduğunu dile getirerek, “2015’ten beri THY filosunda bir uçak var. Üzerinde bizim ‘Investing Türkiye’ mesajımız var. Bu uçak 2015 yılından bu yana 70’in üzerinde ülkede 120’den fazla şehre gitti. 14,3 milyon kilometreden fazla yol yaptı. Mesajımızı bu mecralarda taşıyor” dedi.
Yatırım Ofisinin, kuruluşundan bu yana, her dönem dünyadaki ve Türkiye’deki gündemlerle örtüşen kampanyalar yaptığına işaret eden Dağlıoğlu, Türkiye’nin dayanıklı bir ülke olduğunu yatırımcılardan çok duyduklarını o anlamda da ülkenin pozitif ayrıştığını söyledi.
Son kampanyanın Cumhuriyet’in 100. yılı faaliyetleriyle ilgili olduğunu anlatan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“Yatırımcılarla bir araya geleceğimiz 100. yıl resepsiyonları yapıyoruz ve bu, geçen yüzyılda Türkiye yatırımcılar için dünyada belirli hedefleri olan, büyümek isteyen, iş yapmak isteyen, çözüm üretmek isteyen insanlar için ‘ortak nokta Türkiye’ diye bir vizyon ortaya koyduk ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde girdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nı, ‘Yatırım Yüzyılı’na dönüştürmeye kararlıyız diyerek, bu mesajı yatırımcılarla paylaşacağımız bir tasarım yapalım dedik.”
Dağlıoğlu, özellikle sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve tedarik zincirleri alanında Türkiye’nin gelecek yıllarda yatırımcılar için ne anlam ifade ettiğinin tartışıldığı paneller, yatırım konferansları yaparak toplantılar gerçekleştirdiklerini belirtti.
Yatırım turlarına ilk olarak Londra’da başladıklarını söyleyen Dağlıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Sonrasında Paris, Milano, Viyana gibi Avrupa şehirlerini turladık. Asya’ya uzandık. Pekin, Singapur, Kuala Lumpur, Seul ve Tokyo’da gerçekleştirdik. Geçtiğimiz haftalarda Amerika’da bu programları yaptık. İki hafta sonra Körfez ülkelerine gidiyoruz. Sonra tekrar Avrupa’da birkaç şehre giderek bu yatırım turumuzu tamamlamış olacağız. Bu da aslında iletişim çalışmalarımız arasında en günceli diyebiliriz.”
Dağlıoğlu, uluslararası doğrudan yatırımların teknoloji transferi için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, bunun cari açığa da pozitif katkısı olduğunu dile getirdi.
Yatırımcının gelecek için yatırım yapan kişiler ve organizasyonlar olduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, “Uluslararası doğrudan yatırımların gençliğe dokunduğunu düşünüyorum. Bu ülkede istihdam üretilmesi, bu ülkeye daha teknolojik katma değerli faaliyetler gelmesi ve asıl bu ülkenin geleceğine yatırım yapılıyor olması aslında doğrudan gençlerin, hepimizin geleceği için yapılan yatırımlar oluyor” dedi.
Dağlıoğlu, sürdürülebilirlik ve dijitalleşmenin, son 5 yılda yatırımların yönünü belirleyen iki dönüşüm olduğunu sözlerine ekledi.