TMD Yönetim Kurulu Başkanı Emiroğlu, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, yakın zamanda Doğu ve Güney Anadolu bölgelerinde kaliteli ve yüksek tenörlü yeni çinko rezervleri tespit edildiğini ve işletme aşamasına geçildiğini söyledi.

Ülkenin altın üretiminin geçen yıla kıyasla artış gösterdiğini ifade eden Emiroğlu, Elazığ bölgesinde yeni bir bakır rezervi bulunduğunu ve bunun ülke için önemli bir kaynak olduğunu kaydetti.

Emiroğlu, Türkiye’nin eylülde 487,2 milyon dolar, ekimde ise 502 milyon dolar değerinde maden ihracatı gerçekleştirdiğini belirterek, “Geride bıraktığımız salgın döneminde birim fiyatlar tarihi zirveye ulaştı. Bu da maden ihracatımızı değer olarak destekledi.” diye konuştu.

Türkiye’nin madencilik sektörü için zengin bir kaynak çeşitliliği potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Emiroğlu, ülkenin, dünyanın en büyük mermer, feldspat, traverten ve ikinci büyük krom cevheri ihracatçısı, en büyük bor ve üçüncü büyük doğal taş üreticisi ve ihracatçısı, dünyanın sekizinci büyük çinko ve 10’uncu büyük kurşun üreticisi olduğu bilgisini paylaştı.

Emiroğlu, Türkiye’nin dünya altın rezervi ülke bakımından 11’inci sırada olduğunu da vurgulayarak, “Ayrıca Türkiye, AB ülkeleri arasında en fazla altın üretimi gerçekleştiren ülke konumunda. Verdiğim bu rakamlar ülkemizin maden potansiyelini ortaya koyuyor. Bu potansiyel, aramaların ve yeni yatırımların artması ile birçok yeni işletilebilir maden rezervlerini ortaya çıkartacaktır.” şeklinde konuştu.

Yeni teknolojiler için hayati öneme sahip nadir toprak elementleriyle ilgili de önemli çalışmalar yapıldığını hatırlatan Emiroğlu, “Özellikle Eti Maden’in Eskişehir’deki Beylikova Maden Sahası’nda ciddi bir rezerv tespit edildiği belirtiliyor. Bu sahada yapılacak yatırımlar ve elde edilecek uç ürünlerle ülke ekonomimize ciddi katkılar sağlanmasını büyük bir heyecanla bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Cari açığı kapatabilecek yegane sektör madencilik”

Emiroğlu, Türkiye’nin enerji ve madenlerden kaynaklanan dış ticaret açığının 100 milyar dolar seviyesinde olduğuna dikkati çekerek, ülkenin cari açığının maden, metal ve altın ithalatından kaynaklanan kısmının ise 60 milyar dolar civarında olduğunu söyledi.

Türkiye’nin çok büyük bir yer altı servetine sahip olduğunun altını çizen Emiroğlu, “10 yıl içinde ihracatı 15 milyar dolar seviyesine, altın üretimini 100 tona ulaştırabiliriz. Dolayısıyla bu cari açığı kapatabilecek yegane sektör madenciliktir.” diye konuştu.

Emiroğlu, Türk madencilik sektörünün önünde küresel ve bölgesel risklerin yanı sıra ülkeye özgü sorunların da olduğunu ifade ederek, “Dünyanın değişik bölgelerinde olan çatışma ve gerginlikler en önemli küresel risklerimiz. Öte yandan ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, korumacılık tedbirleri, siyasi istikrarsızlıklar hepsi de sektör açısından jeopolitik riskleri oluşturuyor.” dedi.

Maden yatırımlarının büyük bütçeli, uzun vadeli ve riskli yatırımlar olduğunu hatırlatan Emiroğlu, şöyle devam etti:

“Ülkemizdeki risklerin başında da yatırım ortamının yeterince iyileştirilememesinden kaynaklanan riskler geliyor ki bu bizim açımızdan çok daha can yakıcı. Maden yatırımları büyük bütçeli, uzun vadeli ve riskli yatırımlar. Bu yatırımların gerçekleştirilebilmesi için her şeyden önce arama ve işletme ruhsatlarının güvence altına alınması gerekiyor. Bu güvenceyi göremeyen yatırımcılar bu sektörden kaçıyorlar.”

– “Sektör olarak, ülkemizin ham madde ihtiyacını karşılayacak birikime sahibiz”

Emiroğlu, Türkiye’de uluslararası standartlara uygun üretim gerçekleştirildiğini vurgulayarak, “Madencilikte çevre ve insan sağlığı konusunda gelişmiş ülkelerde hangi önlemler uygulanıyorsa biz de ülkemizde bunları uyguluyoruz. Sektör olarak, ülkemizin ham madde ihtiyacını karşılayacak, ileri teknolojiye, bilgi birikimine ve insan kaynağına sahibiz.” ifadelerini kullandı.

Kullanılan tüm teknolojik donanımlara ve alınan tüm tedbirlere rağmen sektörde zaman zaman üzücü kazaların meydana gelebildiğinin altını çizen Emiroğlu, Türkiye Madenciler Derneği olarak “her kaza önlenebilir” düşüncesiyle madencilik sektöründeki iş sağlığı ve güvenliğinin (İSG) iyileştirilmesi için aktif olarak çalıştıklarını aktardı.

Emiroğlu, madencilik sektöründe İSG koşullarını geliştirmeye yönelik Güvenli Madenciliğin Yol Haritası’nı hazırladıklarına değinerek, “Ayrıca İSG mevzuatını takip etmek, İSG El Kitabı’nı hazırlamak ve bu alanda üyelerin arasında fikir birliği sağlamak üzere derneğimiz bünyesinde İSG Komitesi kurduk. Bu komitemiz, madencilik sektöründe İSG kültürünün yaygınlaştırılması için aktif bir rol oynuyor.” bilgisini paylaştı.

Madencilerin, ülkenin sahip olduğu yer altı zenginliklerini yeryüzüne çıkaran, sanayiye ham madde, ülke ekonomisine ve istihdama katkı sağlayan, çok zor ve bir o kadar da onurlu bir mesleğin neferleri olduğunu belirten Emiroğlu, şunları kaydetti:

“Mesleğimiz hiç kolay değil. Uzmanlık istiyor, teknik bilgi istiyor, deneyim istiyor ama hepsinden önemlisi madenciliğe kendisini adamış kişiler istiyor. Kendilerini bu mesleğe adayarak, ülkemizin yer altı kaynaklarını gün ışığı ile buluşturan, çıkardıkları cevherle yarınımızı aydınlatan tüm madencilerimizin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyorum.”

ETİKETLER
Maden

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir