Önemli merkez bankalarının, enflasyonla mücadele kapsamında yaklaşık son 2 yıldır sürdürdüğü şahin para politikaların sonuna gelindiğine ilişkin beklentiler güçlü kalmaya devam etse de faiz indirimlerine piyasa tahminlerinden daha geç başlanacağına dair artan endişeler risk iştahını olumsuz etkiliyor.
Geçen hafta ABD’de açıklanan verilerin, iş gücü piyasasında sıkı duruşun devam ettiğine işaret etmesi, Fed’in gelecek dönem politika adımlarına yönelik fiyatlamaları zorlaştırıyor.
Ülkede açıklanan verilere göre, ADP özel sektör istihdamı, geçen yılın aralık ayında 164 bin kişiyle piyasa beklentilerinin üzerinde artış kaydetti. Ücret artışındaki yavaşlama ise eylül 2022’den bu yana sürerken, yıllık ücret geçen yılın son ayında yüzde 5,4 arttı.
ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da 30 Aralık ile biten haftada 202 bine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.
JOLTS açık iş sayısı, geçen yıl kasımda 8 milyon 790 bine inerek mart 2021’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.
ABD’de tarım dışı istihdam, geçen yılın aralık ayında 216 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 3,7 oldu. Fed’in dikkatle izlediği ortalama saatlik kazanç ise yüzde 0,4 ile beklentilerin üzerinde arttı.
Analistler, JOLTS verilerinin iş gücü piyasasında soğuma sinyali vermesine karşın beklenenden fazla artan tarım dışı istihdam ve ADP özel sektör istihdamı ile tahminlerden daha fazla gerileyen işsizlik maaşı başvurularının ABD’de iş gücü piyasasındaki güçlü duruşun sürdüğüne işaret ettiğini dile getirdi.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ise istihdam verilerinin açıklanmasının ardından verdiği röportajda, ABD ekonomisinin şu anda “yumuşak iniş” yolunda olduğunu bildirdi.
Yıl başında, para piyasalarında Fed’in mart toplantısında faiz indirimlerine başlama ihtimali yüzde 85 ile fiyatlanırken, söz konusu verilerin ardında bu ihtimal yüzde 70’e geriledi.
Öte yandan, geçen hafta başında açıklanan Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) geçen yılın son toplantısına ait tutanaklarında, banka yetkililerinin politika faizinin zirvede veya zirveye yakın olduğunu ve 2024’te faiz indirimlerine başlanılacağını düşündüğünü ancak enflasyon açıkça düşene kadar para politikasının bir süre daha kısıtlayıcı kalmasının uygun olacağı görüşünde olduğunu ortaya koydu.
Tutanakların yanı sıra Fed yetkililerinin sözle yönlendirmeleri de takip edilirken Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, enflasyonda ilerleme kaydedildiğini ancak daha fazla sıkılaşma olasılığının da devam ettiğini yineledi. Barkin, ABD ekonomisinde “yumuşak inişin” daha olası göründüğünü ancak kesin olmadığını kaydetti.
Fed’in faiz indirimlerine beklentilerden daha geç başlayabileceğine yönelik ihtimallerin güçlenmesi tahvil piyasalarında satış baskısına neden olurken, ABD 10 yıllık tahvil faizi bu hafta 12 baz puan artışla yüzde 4,10’a çıktı.
Dolar endeksi, üst üste üç haftalık düşüş serisini geçen hafta yüzde 1,1’lik artışla 102,4 seviyesinde sonlandırırken, altının ons fiyatı da üç haftalık yükseliş serisini yüzde 0,9 azalış göstererek 2 bin 45 dolardan bitirdi.
Orta Doğu’da gerilimin geçen hafta artması, petrol fiyatlarını yukarı yönlü desteklerken, Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 2,5 yükselişle 78,8 dolardan tamamladı.
Hafta içinde İran’ın, ülkede meydana gelen iki patlamanın da sorumlusunun İsrail olduğunu belirtmesine karşın İsrail Ordusu Sözcüsü Daniel Hagari, düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin İsrail’in İran’da meydana gelen saldırılarla alakasının bulunup bulmadığına ilişkin sorusuna, “Bu konuda yorum yapmayacağım.” şeklinde cevap vermesi dikkati çekti.
New York borsalarında negatif seyir izlendi
Fed’in faizleri ne zaman indirmeye başlayacağına yönelik artan belirsizlik risk iştahını törpülerken, gelecek hafta gözler ABD’nin enflasyon verilerine çevrildi.
Analistler, ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin piyasalarda oynaklığı artırabileceğini ifade ederek, söz konusu veriden Fed’in gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin sinyallerin alınabileceğini belirtti.
Ülkede geçen hafta açıklanan verilere göre, hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) Aralık 2023’te 0,6 puan artışla 51,4’e çıkarken, bileşik PMI aynı dönemde 0,2 puan artarak 50,9’a yükseldi.
Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi PMI ise geçen yıl aralıkta 47,4 ile beklentileri aştı. Söz konusu dönemde yaşanan yükselişe rağmen endeks, imalat sektöründeki daralmanın sürdüğünü gösterdi.
ABD’de ISM hizmet sektörü PMI’ın, geçen yıl aralıkta aylık bazda 2,1 puan azalışla 50,6’ya gerileyerek piyasa beklentilerinin altında kalarak, ABD ekonomisinde ağırlığı fazla olan hizmet sektörüne ilişkin olumsuz sinyal vermesi ülkenin ekonomik aktivitesine dair soru işareti oluşturdu.
Öte yandan, ABD’nin kamu borcu ise 2023 yılında 2,6 trilyon dolarlık artışla 34 trilyon dolara ulaşırken, dün açıklanan verilere göre, ABD’de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) aralıkta 48,2’den 47,9’a revize edildi.
ABD’de fabrika siparişleri, geçen yıl kasımda yüzde 2,6 ile piyasa beklentilerinin üzerinde artış kaydetti.
Öte yandan, dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’ten yapılan “Kuzey Amerika Sektörler Arası Görünüm 2024” raporuna ilişkin açıklamada, görünümün kötüleşmesinde keskin bir şekilde yavaşlayan ekonomik büyüme, yüksek işsizlik ve devam eden sıkı finansman koşullarının etkili olduğunu aktarıldı.
ABD’nin ekonomik büyümesinin 2023’te yüzde 2,4 ile beklenenden iyi gerçekleştiğine işaret edilen açıklamada, büyümenin 2024’te yüzde 1,2’ye gerileyeceğinin, 2025’te ise sığ bir toparlanma olacağının tahmin edildiği kaydedildi.
Söz konusu haftayı New York borsasında, Nasdaq endeksi yüzde 3,25, S&P 500 endeksi yüzde 1,52 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,59 azalışla tamamladı.
8 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, salı dış ticaret açığı, çarşamba toptan satışlar, perşembe enflasyon ve haftalık işsizlik maaşı başvurular, cuma ÜFE verileri takip edilecek.
Avrupa borsalarında İtalya hariç, negatif seyir öne çıktı
Avrupa borsaları, bölge genelinde açıklanan öncü verilerin enflasyonun yavaşlamadığına işaret etmesinin ardından Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz indirimine öngörülenden daha geç başlayabileceğine ilişkin endişelerin artması risk iştahını olumsuz etkiledi.
Analistler, ECB’nin ne zaman faiz indirimlerine başlayacağına yönelik belirsizliklerin sürdüğünü kaydederek, bölge genelinde geçen hafta açıklanan verilerin ekonomik aktiviteye ilişkin olumsuz sinyaller vermeye devam ettiğini de dile getirdi.
İngiltere’de imalat sanayi PMI 46,2 ile beklentilerin altında kalırken, söz konusu veri böylece 17 ay daralma göstermiş oldu.
Almanya’da 43,3 ve Avro Bölgesi’nde 44,4 olarak açıklanan imalat sanayi PMI, beklentileri aşsa da 50 sınırının altında olmaya devam etti.
Öte yandan, dün Almanya’da açıklanan verilere göre, işsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 5,9’da kaldı.
Almanya’da açıklanan öncü verilere göre, yıllık TÜFE Aralık 2023’te, enerji yardım önlemlerinden kaynaklanan baz etkiler ile yüzde 3,7’ye yükselirken, Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon yüzde 2,9’a çıktı.
Ayrıca, üç haftalık yükseliş serisini geçen hafta sonlandıran avro/dolar paritesi, yüzde 0,9 azalışla 1,0940 seviyesinden haftayı tamamladı.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi de yüzde 0,94, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,62 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,56 değer kaybederken, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,29 artış kaydetti.
Gelecek hafta, pazartesi günü Almanya’da fabrika siparişleri, salı günü Almanya’da sanayi üretimi ve Avro Bölgesi’nde işsizlik oranı, cuma günü İngiltere’de sanayi üretimi ve büyüme verileri takip edilecek.
Asya pay piyasalarına da negatif seyir hakim oldu
Asya tarafında, geçen hafta Japonya’da yaşanan depremler gündemin odağında bulunurken, küresel piyasalardaki düşük risk iştahı da bölge genelinde etkili oldu.
Geçen hafta, tatil nedeniyle 2 gün işlem gerçekleşen Japonya pay piyasalarında dalgalı seyir öne çıkarken, Japonya Merkez Bankasının (BoJ) depremlerden dolayı negatif faiz politikasını sonlandırmakta zorlanacağına ilişkin beklentilerin artmasıyla Japon yeni dolar karşısında değer kaybetti.
Dolar/yen paritesi yüzde 2,6 artışla Haziran 2022’den bu yana en güçlü haftalık yükselişini gerçekleştirerek, geçen haftayı 144,7 seviyesinden tamamladı.
Hafta başında, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ülke ekonomisinin içinde bulunduğu olumsuzluklara işaret eden konuşması dikkati çekerken, Güney Kore’de ana muhalefetteki Demokratik Parti lideri Lee Jae-myung, Busan’da bir inşaat alanını ziyareti sırasında boynundan bıçaklanarak saldırıya uğradı.
Öte yandan, geçen hafta bölge genelinde açıklanan veriler de karışık sinyaller vermeye devam etti. Çin’de aralık ayında imalat sanayi PMI 49,0 ve hizmet sektörü PMI 50,4 ile beklentilerin altında kalırken, bileşik PMI 50,3 oldu. Ülkede, Caixin imalat sanayi PMI 50,8 ve Caixin hizmet sektörü PMI 52,9 ile tahminlerin üzerinde gerçekleşti.
Japonya’da ise imalat sanayi PMI aralıkta 47,9 ile öngörüleri aşarken, aynı dönemde hizmet sektörü PMI 51,5 ile beklentilerin altında kaldı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,26, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,90, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,54 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3 geriledi.
8 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Japonya’da enflasyon, cuma ise Japonya’da ödemeler dengesi ve dış ticaret açığı, Çin’de enflasyon verileri yatırımcıların odağında olacak.
Yurt içi piyasalar
Yurt içinde, geçen hafta yükseliş ağırlıklı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 2,12 artışla 7.628,73 puandan tamamlarken, gelecek hafta yoğun veri gündeminin yanı sıra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in cuma akşamı açıklaması beklenen Türkiye değerlendirme raporu yatırımcıların odağına yerleşti.
Ayrıca, gelecek hafta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), “Yatırımcı Günleri”nin ilkini 11 Ocak Perşembe günü JPMorgan’ın New York’taki merkezinde gerçekleştirileceği toplantı takip edilecek. Toplantıda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan’ın yatırımcılarla buluşacak.
Öte yandan dün, ABD’li yatırım yönetimi şirketi PIMCO Genel Müdürü ve Gelişmekte Olan Piyasalar Küresel Başkanı Pramol Dhawan, harcamaları dizginlemek ve enflasyonu kontrol altına almak amacıyla mali koşulların sıkılaştırılması nedeniyle başta yerel para cinsinden varlıklar olmak üzere Türk varlıkları konusunda olumlu olduklarını ifade etti.
Dhawan, “Ayrıca aralık ayında merkez bankası döviz rezervlerinin yeniden artırılmasında da önemli ilerleme kaydedildiğini ve bunun bizim ve diğer yatırımcıların temel endişelerinden birini giderdiğini görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin önemli yatırım bankalarından Goldman Sachs da Türk lirasında reel değer kazanç sinyali verirken, TCMB’nin net rezervlerinin bu yıl pozitife dönmesini beklediğini bildirdi.
Bankanın “2024 için 10 CEEMEA sorusu” başlıklı raporunda, “Türk lirası tahminlerden daha mı az değer kaybedecek?” sorusuna “evet” yanıtı verildi.
Diğer taraftan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) düzenlediği “2023 Yılı Değerlendirmesi ve 2024 Yılı Beklentileri” konulu toplantıda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin not görünümünde iyileşmenin başladığını ve not artışının da olacağına inandıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“(İş dünyasına) Mal ve hizmetlerde muazzam teşvikler getirdik, devam edeceğiz. Eğer ihracat yapmıyorsanız, lütfen ‘2024 ve sonrasında ihracat yapacağız’ diye planlama yapın. Çünkü sizi destekleyeceğiz. Rekabet gücünüzü, istihdamı ve çalışanları desteklemek için 2024 yılında 630 milyar liradan fazla bir gelirden vazgeçeceğiz.”
TCMB’nin Banka Kredileri Eğilim Anketi’ne göre ise 2023’ün son çeyreğinde bankaların genel olarak işletmelere kullandırdıkları kredilere uyguladıkları standartlardaki sıkılaşma seyri sona ererken, 2024 yılının birinci çeyreği için bankaların beklentisi, bu standartların gevşemeye başlayacağı yönünde oldu.
Geçen hafta yurt içinde açıklanan verilere göre, TÜFE, Aralık 2023’te aylık bazda yüzde 2,93 ve yıllık bazda yüzde 64,77 artış gösterdi.
Yurt dışında yerleşik kişiler, son 9 haftada hem Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) hem de hisse senedinde alım tarafında yer alırken, bu dönemde yaklaşık 1 milyar 942 milyon dolarlık net hisse senedi alımı gerçekleştirdi. Böylece geçen sene hisse senetlerindeki toplam alım ise yaklaşık 1 milyar 389 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Söz konusu gelişmelerle birlikte dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 1,3 üzerinde 29,7430’dan tamamladı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 7.700 ve 7.800 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu belirterek, 7.600 ve 7.500 puanın ise destek olarak öne çıkabileceğini kaydetti.
Gelecek hafta yurt içi veri gündeminde, salı işsizlik oranı ve sanayi üretimi, cuma ödemeler dengesi ve Moody’s’in beklenen Türkiye değerlendirme raporu takip edilecek.
AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının kasım ayında 1 milyar 369 milyon dolar açık vermesini bekliyor.