Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Yapıları Daire Başkanı Mahir Kanyılmaz, Hatay’ın İskenderun ilçesinde 7 kişilik ailenin zehirlenmesiyle yeniden gündeme gelen balon balığı ile mücadeleye ilişkin çalışmaları anlattı.

Kanyılmaz, Hint-Pasifik kökenli bir tür olan balon balığının, önceleri Nil Nehri’nin Süveyş Kanalı önünde tatlı su bariyeri oluşturması nedeniyle Akdeniz’e gelmesinin engellendiğini belirtti.

“Ege Denizi’nin İzmir’den yukarı kısımlarında da görüldü”

Zaman içerisinde Nil Nehri’nin üzerine yapılan barajlar ve tarımsal sulama dolayısıyla Süveyş Kanalı’nın önüne gelen tatlı suyun azaldığı için bu bariyerin ortadan kalktığını belirten Kanyılmaz, “Böylelikle bir tuzlu su balığı olan balon balığı rahatlıkla Akdeniz’e doğru geçti. İlk Akdeniz’e geçişi 1987 yılında İsrail’de bildirildi. Ülkemiz kıyılarına ulaşması 2002 yılını buldu. 2002 yılından sonra küresel iklim değişikliğinin, deniz suyu sıcaklıklarının artışının etkisiyle İskenderun Körfezi’nden İzmir’e kadar olan alanda yıldan yıla yayıldı. Şu anda Ege Denizi’nin İzmir’den yukarı kısımlarında da görüldü” dedi.

Kanyılmaz, balon balığı ile ilgili bir iki bilimsel çalışmada, Karadeniz’de de koloni oluşturmamakla birlikte birey bazında bildirim yapıldığını, fakat ağırlıklı popülasyonun Akdeniz’de ve Ege’de olduğunu söyledi.

Marmara ve Karadeniz’de şu an bir popülasyonun söz konusu olmadığına dikkati çeken Kanyılmaz, iklim değişikliğinin etkisiyle uzun vadede oralara doğru da yayılabileceğinin öngörüldüğünü belirtti.

“Ölüme kadar varan tehlikeler oluşturuyor”

Balon balığının 200 civarında türü olduğunu bildiren Kanyılmaz, “Bunlardan 112 civarı denizlerde yaşayan tür. 50 civarında tür acı sularda yaşıyor, 30’un üstünde tür de tatlı sularda yaşıyor. Normal şartlarda balığın kendisi zehirli değil. Balık, bulunduğu ortamdaki bir bakteri türünü beslenirken ister istemez kullanıyor. Bu bakteri türünün ürettiği toksin çok güçlü. Pişirmeyle, ısıtmayla kaybolmuyor. Ağırlıklı olarak balığın konaklarında, iç organlarında ve derisinde var. Yenmesiyle ölüme kadar varan tehlikeler oluşturuyor. Önemli olan burada hem balıkçılarımızın bunu karaya çıkarmaması, çıkarılsa bile vatandaşımızın bunu almaması. İl müdürlüklerimize ihbar etmesi, kendi sağlıkları için son derece önemli” ifadelerini kullandı.

“Önemli miktarda balon balığını ekosistemden çektik”

Balon balığı popülasyonunun giderek artmasının kamuoyunda ve balıkçılar üzerinde endişe oluşturulmasıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’nın harekete geçtiğini dile getiren Kanyılmaz, bilim adamları ve araştırma enstitülerindeki araştırmacıların fikirleri; bakanlığın değerlendirmesi neticesinde ilk defa 2020 yılının aralık ayında bir pilot çalışma yapıldığını aktardı.

Bu pilot çalışmayla kısa sürede 46 bin 192 adet balon balığının yakalandığını söyleyen Kanyılmaz, “Bu çalışma hem balıkçılarımızda hem kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Desteklemenin devam edilmesiyle ilgili çok güçlü talepler oluştu. Genel müdürlüğümüzün görev ve sorumluluk alanı içinde, istilacı türlerle mücadele etme kapsamında bu desteğin 3 yıl süreyle devam ettirilmesi planlandı ve bu yönde gerekli mevzuat hazırlıkları yapılarak; 2021, 2022, 2023 yılları boyunca destekleme yapıldı. Desteklenen miktar başta en zehirli türde 5 lira, diğer türler için 50 kuruştu. Zaman içinde günün koşullarına göre 5 lira olan ürün desteklenmesini 12,5 liraya çıkardık. 50 kuruş olan diğer türleri de 2,5 liraya çıkartarak önemli miktarda balon balığını ekosistemden çektik” dedi.

“185 bin civarında balon balığını teslim aldık”

Kanyılmaz, şu ana kadar balıkçılara balon balığı için 1 milyon 250 bin lira civarında bir destek ödemesi yapıldığını belirterek, “Bu desteklemelerle şu ana kadar 185 bin civarında balon balığını teslim aldık. Bu miktar baktığınızda büyük bir miktar gibi görünmeyebiliyor; fakat ekosisteme giren balon balığı miktarını azalttık. Tahminlere göre 14 milyon adet yeni balon balığı bireyinin ekosisteme girişini engelledik. Eğer bakanlığınız bu çalışmayı yapmamış olsaydı, sahillerimizde, denizlerimizde şu an olduğunun 2-3 katı daha fazla balon balığıyla karşılaşıyor olacaktık. Balıkçılarımız, av araçları ve ekosistem daha fazla zarara uğrayacaktı” diye konuştu.

“Kendi türlerini dahi tüketiyor”

Balon balığının Akdeniz’deki en yüksek riskli zararlı balıklardan birisi olarak kabul edildiğini kaydeden Kanyılmaz, “Balon balığı kendi türlerini dahi tüketiyor. Sadece caretta caretta kaplumbağaları, yunuslar, orfoz, lahoz gibi canlılar bu balığı tüketiyor. Kendisi her şeyi tüketiyor. Hatta midelerinde balıkçıların av araçları, ağları, kancalarına bile rastlanıyor. Normal şartlarda tüketilmediği taktirde insana zarar veren bir tür değil. Nadir de olsa sahadan bindirilen vakalar var; fakat genellikle siz onu tüketmezseniz ya da ağzınıza parmağınızı bir uzvunuzu sokmazsanız insanlara zararlı değil. Biz aynı zamanda bir turizm ülkesiyiz. Yaptığımız desteklemeyle turizme de katkı veriyoruz” ifadelerini kullandı.

ETİKETLER
Tarım ve Orman Bakanlığı
Balon Balığı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir