TCMB’den yapılan duyuruya göre, TGFE, Merkez Bankası internet sitesinde “İstatistikler/Reel Sektör İstatistikleri/Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi” başlığı altında yer alıyor.
Çalışmaya dair detaylı bilgiler, TCMB’nin bir süre önce yeniden başlattığı Merkezin Güncesi’nde yayımlanan “Gayrimenkul Fiyatlarına İlişkin Yeni Bir Gösterge: Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi” başlıklı blog yazısında paylaşıldı.
Özgül Atılgan Ayanoğlu, Ezgi Deryol, Erdi Kızılkaya ve Duygu Konukçu Çelik tarafından hazırlanan blog yazısında, küresel finansal kriz döneminde ticari gayrimenkul fiyatlarının konut fiyatlarına göre daha sert düşüş ve yüksek oynaklık gösterdiği belirtilerek, şöyle denildi:
“Ticari gayrimenkul fiyatlarının ekonomideki gelişmelere daha duyarlı olduğunu ima eden bu tecrübe, iktisadi faaliyetin takibinde ticari gayrimenkul fiyatlarının izlenmesinin önemini ortaya koydu. 2009 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Finansal İstikrar Kurulu (FSB), bir rapor yayımlayarak ülkelerin TGFE oluşturmalarını öncelikli bir alan olarak belirledi. Ardından bu alandaki veri açıklarını gidermek amacıyla TGFE, G-20 Veri Açıkları Girişimi kapsamına alındı. TCMB, ülkemiz açısından bu veri açığını gidermek amacıyla TGFE’yi bugün yayımlamaya başladı.”
Yazıda, Türkiye ile İstanbul, Ankara ve İzmir için hesaplanan TGFE’nin hesaplanma yöntemi ve sonuçları hakkında bilgiye yer verildi.
“Veri kaynağı olarak gayrimenkul değerleme şirketleri tarafından bankalar için düzenlenen değerleme raporları kullanıldı”
Ticari gayrimenkulün, genel olarak “gelir sağlama amacıyla edinilen mülk” olarak tanımlansa da uluslararası alanda kabul edilen ortak bir tanımının bulunmadığı kaydedilen yazıda, şu ifadeler yer aldı:
“Konut sektörüne göre daha heterojen yapıda olması ve alım-satım sıklığının görece az olması nedeniyle de fiyat değişimlerinin ölçülmesi oldukça güç. Bu nedenle fiyatları ölçmeyi ve takip etmeyi kolaylaştıracak, ülkelere yol gösterici bir uluslararası rehber henüz yok. Bu zorlukların bir sonucu olarak 63 Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) üyesinden sadece 23’ü TGFE’yi yayımlayabiliyor. Ülkemiz de yakın zamanda bu istatistiği yayımlamaya başlayarak söz konusu ülkeler arasına dahil oldu. Türkiye için oluşturulan TGFE’de veri kaynağı olarak gayrimenkul değerleme şirketleri tarafından bankalar için düzenlenen değerleme raporları kullanıldı. Değerleme raporları; gayrimenkulün yaş, alan, konum, yapı kalitesi ve benzeri karakteristik özellikleri ile değerleme uzmanının gayrimenkule ilişkin parasal değer tespitini içeriyor.”
Türkiye geneli için öncelikle Dükkan Fiyat Endeksi ve Ofis Fiyat Endeksi üretildi
Ticari gayrimenkul sınıflaması altında arsa, dükkan, ofis, tarla, sanayi tesisi ve benzeri birçok türde gayrimenkul yer alırken, TGFE hesaplamasında uluslararası örnekler takip edilerek sadece dükkan ve ofis değerleme raporları kullanıldı.
Türkiye geneli için öncelikle Dükkan Fiyat Endeksi (DFE) ve Ofis Fiyat Endeksi’nin (OFE) üretildiği belirtilen yazıda şu bilgiler yer aldı:
“DFE ve OFE’lerin hesaplanmasında hedonik regresyon yöntemlerinden ‘karakteristik fiyat yöntemi’ kullanıldı. Konut Fiyat Endeksi (KFE) hesaplamasında da kullanılan bu yöntem, gayrimenkulün özelliklerini dikkate alarak fiyatlardaki kalite etkisini ayrıştırmakta ve saf fiyat değişimlerinin hesaplanmasına imkan vermekte. Gözlem sayısının yeterli olduğu bölgelerde regresyonlar yürütülerek Fisher endeksi formülüyle bölgesel DFE ve OFE’ler hesaplandı. Daha sonra bu endeksler, bölgelerin gayrisafi yurt içi hasıla payları ile ağırlıklandırılarak ülke düzeyine çıkıldı. Son aşamada, ülke geneli için hesaplanan DFE ve OFE, her bir gayrimenkul türünün toplam değeri ile ağırlıklandırılarak TGFE elde edildi.”
Yazıda, dükkan ve ofisler için Türkiye genelinde, çeyreklik olarak, sırasıyla ortalama 15 bin ve 3 bin değerleme raporunun analiz edildiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu gözlem sayıları, her bir bölge seviyesinde ve aylık frekansta endeks hesaplanması için yeterli değil. Bu nedenle endeksler, çeyreklik frekansta oluşturuluyor ve 3 büyük il ve Türkiye geneli için yayımlanıyor. 2015 yılı ikinci çeyreğinden başlayarak üretilen ve baz dönem olarak 2017 yılı alınan DFE, OFE ve TGFE’nin zaman serileri bulunuyor. Buna göre, 2023 yılı 4. çeyreğinde TGFE, DFE ve OFE sırasıyla 1019,7, 1009,5 ve 1077,6 seviyelerinde gerçekleşiyor.”
Son 2 yılda ofis fiyatları lehine görülen ayrışma
Yazıda, endekslerdeki yıllık değişimlere bakıldığında, 2021’in 3. çeyreğinden sonra ofis fiyatlarının daha yüksek oranda arttığı, geçen yılın son çeyreğinde ofis fiyatlarındaki artışın dükkan fiyatlarındaki yükselişin bir miktar altına gerilediği bildirildi.
Söz konusu ayrışmaya ilişkin, “Son 2 yılda ofis fiyatları lehine görülen bu ayrışmayı, pandemi etkilerinin geçmesiyle ofislere dönüş eğiliminin toparlanması ve konut fiyatlarındaki artışın, ikame özelliği nedeniyle, ofis fiyatları üzerine çapraz fiyat etkisi sürüklemiş olabilir.” denildi.
TGFE sonuçları KFE ile karşılaştırıldığında, 2 endeksin de analiz döneminde benzer hareket gösterirken, konut fiyatları lehine olan ayrışmanın 2021’in son çeyreğinden itibaren güçlendiği ve 2022 yılı 3. çeyreğinde en yüksek seviyeye ulaştığı kaydedilen yazıda, bu ayrışmada, Kovid-19 sonrası konut talebinin ve evden çalışma eğiliminin artması ile uygun kredi koşullarının önemli bir etken olduğu vurgulandı.
Yazıda, “2023 yılı başından itibaren ise konut fiyatlarındaki göreli yüksek artış yavaşlıyor. 2023 yılı 4. çeyrekte, TGFE yıllık olarak yüzde 98,2 oranında artış gösterirken, KFE yıllık olarak yüzde 75,5 oranında artıyor.” denildi.
Blog yazısının son bölümünde, ticari gayrimenkul piyasasındaki fiyat gelişmelerini takip etmenin hem ekonomideki gelişmelerin izlenmesi hem de finansal sağlamlık açısından gerekli olduğu vurgulanarak, “Gerek politika yapıcılar gerek yatırımcılar açısından önemli kullanım alanı olan TGFE, ülke ekonomisi için değerli bir bilgi kaynağı. TCMB tarafından çeyreklik dönemler itibarıyla üretilen bu yeni istatistik ile önemli bir veri açığı kapatılmakta ve ekonomi ve para politikaları için yeni bir gösterge oluşturulmakta.” ifadeleri kullanıldı.