Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkan Şerafettin Aras, son dönemde yaşanan çatışmalar ve gerginlikler nedeniyle gündeme taşınan ulaşım koridorlarına ilişkin değerlendirme yaptı.
Kalkınma Yolu Projesi’nin başlatılmasının önemine dikkati çeken Aras, Türkiye’nin gerek Irak gerekse bu ülke üzerinden Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt ve Umman gibi Körfez ülkeleriyle yaptığı ticaretin gelişimi açısından bu hattın kritik önem taşıdığına işaret etti.
“Türk ve Irak makamlarının etkin işbirliği yürütmesi önemliydi”
Aras, Irak üzerinden söz konusu ülkelere yönelik yıllık 200 bini aşan kara yolu seferi gerçekleştirildiği bilgisini vererek, şöyle konuştu:
“Irak’ın güney tarafında süregelen güvenlik sorunlarının çözülmesi halinde, özellikle İsrail-İran çatışmasının boyut değiştirmesi durumunda Kalkınma Yolu Projesi, etkin bir alternatif koridora dönüşebilecek. Irak’ın Mart 2023’te küresel transit sistemi olan TIR Sözleşmesi’ne katılmış 78. ülke olması, Habur Sınır Kapısı’ndan geçişlerde sorunların çözümüne yönelik Irak tarafının Türk tarafına sağladığı destek, özellikle salgın sürecinde geçişlerin durmaması için Türk ve Irak makamlarının etkin işbirliği yürütmesi önemliydi. Türkiye ile Irak arasında pozitif seyreden siyasi ilişkiler, bu açıdan olumlu ancak olası bir İsrail-İran savaşı durumunda Irak’ın da müdahil olmasının yaratacağı güvenlik risklerini ve bölgede halihazırda ciddi güvenlik sıkıntıları yaratmakta olan terör örgütü faaliyetlerini de dikkate almak zorundayız.”
“Kalkınma Yolu Projesi önemli bir fırsat”
Mevcut tedarik zinciri koridorlarında yaşanan ani gelişmeler ve çatışmalar nedeniyle ülkelerin sınır noktalarını güçlendirdiğine dikkati çeken Aras, alternatif güzergahların açılmasının küresel ekonomi açısından önemli hale geldiğini söyledi.
Şerafettin Aras, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’a yapacağı ziyaretin önemine işaret ederek, “Bu ziyaret, dünyaya alternatif, güvenli ve hızlı transit koridorunun açılması ve duyurulması için önemli bir fırsat olabilir” dedi.
İran ile İsrail arasındaki gerilime değinen Aras, ulaşımda İran-Türkmenistan güzergahının, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda kapanan Kuzey Koridoru ve Gürcistan’dan başlayarak Hazar Denizi geçişiyle Orta Asya’ya devam eden Orta Koridor üzerindeki maliyetlerin ve transit sürelerinin uzunluğu nedeniyle Türkiye için alternatif temel güzergahlardan biri olduğunu anlattı.
Aras, gerginliğin artması veya savaşa evrilmesinin, İran’a yönelik taşımaların ötesinde Orta Asya bölgesine yönelik ticaret ve taşımalar için de önemli bir transit koridorunu yitirmek anlamına gelebileceğini belirterek, şöyle konuştu:
“2023 itibarıyla İran’a yönelik yaklaşık 3,3 milyar dolar değerindeki ihracatın yüzde 86’sı kara yoluyla gerçekleştiriliyor. Yıllık yaklaşık 88 bin ihracat seferiyle Türkiye’den İran’a ağırlıklı olarak makine ve makine aksamı, yedek parçaları ve motorlu taşıt parçaları, plastikler ve çeşitli kimyasal ürünler, tarım ürünleri (özellikle işlenmiş) ve metal cevherleri ihraç ediliyor.”
“Zengezur Koridoru önemli ihtiyaç”
Aras, muhtemel savaş halinde, Orta Asya bölgesine yönelik Gürbulak ve Esendere sınır kapılarından çıkarak İran üzerinden transit taşıma yapan 29 bini Türk plakalı olmak üzere yaklaşık 34 bin aracın olumsuz etkileneceğini söyledi.
Bu araçların diğer doğu sınır kapılarına yönelmesiyle Türkiye’nin Gürcistan ile sınır kapılarında sorun yaratan yoğunlukları artıracağına dikkati çeken Aras, Orta Asya bölgesine yönelik ticaretin lojistik maliyetlerindeki yükseliş ve transit sürelerindeki artışlarla beraber ticarette ve tedarik zincirlerinde ciddi aksamalara yol açabileceğini dile getirdi.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Süveyş Kanalı krizinin etkisiyle Avrupa-Orta Asya bağlantılı uluslararası tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği için “Hazar Geçişli Uluslararası Taşımacılık Koridoru”nun giderek önem kazandığını belirteren Aras, “Koridordaki maliyetlerin, güzergah üzerindeki ülkelerin transit taşımalarda uyguladığı ücretler ve vergiler, ayrıca Hazar Denizi üzerinden gerçekleşen taşımalarda, Ro-Ro kapasitesinin yetersizliğinden kaynaklı sorunlar nedeniyle bir türlü düşürülememesi, son birkaç yıldır gündemde olan Zengezur Koridoru’nu önemli bir ihtiyaç olarak önemli kılıyor” diye konuştu.
“Zengezur Koridoru ile alternatif, etkin bir koridor kazandırılabilir”
Zengezur Koridoru’nun etkin kullanımı için taşımacılıkta uygulanan ücretlerden sınır beklemelerine kadar bazı konularda adım atılması gerektiğini vurgulayan Aras, 2023 yılı itibarıyla 19 bini Türk plakalı olmak üzere toplam 30 bine yakın aracın Dilucu Sınır Kapısı’nı kullandığını ifade etti.
Aras, Nahçıvan’a açılan sınır kapısında yapılacak bazı süreç iyileştirmeleri ve modernizasyon projeleri ile kurulacak Tek Pencere Sistemi’nin önem taşıdığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu uygulamaların hayata geçirilmesi ve gereksiz ücret/vergi uygulamalarının da kaldırılmasıyla İran transit koridoruna alternatif, etkin bir koridor kazandırılabilir. İsrail-İran gerginliğinin artması veya savaş durumunda Zengezur Koridoru’nun güvenliğinin sağlanması ve bir an önce hayata geçmesi de ayrıca önem kazanacak.”